Bugün Dünya Nehirler Günü. Gezegenimizin can damarı, yaşam için elzem olan tatlı su kaynağı nehirler yeryüzü ve gökyüzü arasındaki su döngüsünün en önemli ayağıdır. Bu gibi yaşamsal önemleri her kesimce bilinmesine rağmen, sanayi kirliliğine en çok maruz kalan ve buna yönetimlerce göz yumulan doğal kaynakların başında gelmektedir. Halk tarafında ise "akan su pislik tutmaz", "su akar deli bakar" vb. gibi atasözlerinin amaçları dışında, belli bir algı oluşturmak için kullanılmasının da bu alanların yerel halk tarafından korunamamasında önemli bir rolü olduğunu düşünmekteyim. Bugün pek çok akarsuyumuz başta sanayi kirliliğine; temiz enerji vaadiyle kurulan ancak, olması gerektiği gibi yapılmadığından bulunduğu ekosisteme zarar veren HES yapılarına; vahşi sulama için su yönünün değiştirilmesi gibi tehditlere maruz kalmakta. Hatta bu tehditler ve olası tehlikeler artık yeraltı su kaynaklarımıza bile ulaşmıştır. Bunun en dramatik örneği, turizme ilk açılan mağaramız olmasına rağmen, artık yer altı sularının kuruduğu İnsuyu Mağarası'dır. Doğanın işleyişine ve ondan bağımsız düşünemeyeceğimiz insan sağlığına dair olumsuz sonuçların artık herkesçe bilindiği bir dönemde, umuyorum ki, gerçek değerleri hakkında farkındalığı daha yüksek, zaman ve emeğini bu değerlerini korumaya yöneltebilen bir topluma dönüşebiliriz... Fotolar: 1,2- Köprüçay(Antalya); 3-İnsuyu Mağarası (Burdur); 4-Kızılcahamam (Ankara); 5-Abant (Bolu); 6-Çubuk (Ankara); 7-Vize; 8-Dicle Nehri (Diyarbakır); 9-Akçakoca
