top of page

BİR VOLKAN İMGELEMESİ

Ülkemiz coğrafyasında gezerken birbirinden ilginç jeolojik oluşumları görüntüleme imkanım oldu. Bu oluşumların arkasında çeşitli yer ve hava olayları varmış gibi görünse de, hepsinin altında tek bir ana kaynak boy gösterir, magma. Yeryüzünün oluşumunda en etkili unsur olan bu kaynağın kendini göstermek için başvurduğu yollar değişkenlik göstermekle birlikte en görkemlisinin bir yanardağ patlaması şeklinde olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.

Bir doğa fotoğrafçısı için çok fazla doğal ortamla birebir haşır neşir olmak kadar, belki daha fazla, doğa görselleri izlemek ve incelemek de kaçınılmazdır. Henüz ülkemiz coğrafyasında aktif bir volkana denk gelmemiş olmakla birlikte, çok sayıda fotoğraf ve belgeselde bir volkanın aktivite sırasında nasıl göründüğünü izlemek benim için her zaman heyecan verici olmuştur. Bir volkanın en önemli cazibesi, yine bana göre :) oldukça estetik görünen üçgen, kraterli yapısı ve özellikle gece aktivasyonunda ortaya çıkan kontrast renklerin etkisidir. Geniş düzlüklerin ortasında, alabildiğine yükselen üçgen formundaki kayalık bir yapının zihinde oluşturduğu heybetli görüntüyü verebilecek çok az şey vardır. Bir dağın, pek çok kültürde sağlamlığın ve tanrısallığın sembolü haline gelmiş bir yapının, bir anda harekete geçtiğine şahit olduğunuzu düşünsenize bir de ! Böylesi bir durumun bilinçaltında oluşturacağı etki ve bunun daha sonra çeşitli çağrışımlarla ortaya çıkması neredeyse kaçınılmazdır denebilir.



Bana göre sahip olduğu form ile Anadolu'nun en güzel volkanlarının başında, Ankara'ya 250 km uzaklıktaki Hasandağı gelmektedir. Konu volkan olunca, yıllar önce bölgeye yaptığım bir seyahatten bahsetmek istiyorum size. O zamana kadar bölgeden geçtiğim her defa, Hasandağı'nı izlemeden ve uzun zaman önce sönmüş bir volkanı nasıl tekrar canlandırabileceğimi düşünmeden edemiyordum. Sonunda özellikle onun için bir çekim programı yapmaya karar verdim. Kocaman bir dağ, görüntülemek ne kadar zor olabilir ki demiştim ama bölgeye vardığımda aklımdaki görseli elde etmemin o kadar da kolay olmayacağını anlamıştım. Önce bölgeyi iyice gezip, uygun bir çekim noktası bulmam gerekiyordu, ki bunu araçla yapıyor olsam da, araştırılması gereken alan bir günde tamamlanamayacak kadar büyüktü. Neyse ki, geceyi arazide geçirme ihtimaline karşı yanıma uyku tulumu ve yiyecek bir şeyler almıştım. Genelde gün batımları fotoğraflarda iyi sonuç verir ama bu durum benim için hiç de öyle olmamıştı. Tamamen açık, bulutsuz bir gökyüzü altında o görkemli volkan bir anda gözüme kocaman, yavan bir kütle gibi görünmüştü. Büyük bir hayal kırıklığıyla köşeme çekilip, ertesi sabahı beklemeye karar verdim. Neyse ki doğa sürprizlerle dolu bir yer ve işin bu kısmını özellikle sevdiğimi belirtmeliyim :)






Güneşin ufkun ardına geçmesinden sonraki bir kaç dakikada dağın etrafında küçük bir bulutlanma başladığını gördüm. Son ışıkları yansıtan bu küçük bulutun içimde yarattığı his günü kurtaran anların başladığına dairdi. Gecenin karanlığıyla beraber bulutlar artmış ve volkanı zirvesini kaplamaya başlamıştı. Bu sefer bulutları renklendiren şey kent ışıklarıydı ve sokak aydınlatmalarının hakim kırmızı tonları volkanın canlanmasını sağlamıştı işte. bir patlama anında görülmesi muhtemel bir sahneydi karşımdaki. Gök kubbeyi sarmaya başlayan yıldızlarsa bu sahneyi tam bir düşsel gerçekliğe dönüştürmüştü.

Ertesi sabah olduğunda, erkenden kalkıp gündoğumunda yeni çekimler yapmak için sabırsızlanmamın hiç de boşa olmadığını gördüm. Küçük bir merceksi bulut zirvenin tam üstündeydi. Bir volkanın patlamadan önce sahip olduğu tütme görüntüsünden hiç bir farkı yoktu bana göre. Güneşin henüz yer seviyesinde yaptığı aydınlatmanın etkisiyle volkanın önündeki belirmeye başlayan küçük kraterler de zamanında bölgenin oldukça hareketli bir yer olduğunu daha anlaşılır kılıyordu sanki. Hasandağı benim için yalandan da olsa canlanmaya karar vermişti. O zamanlar bana keyifli anlar ve güzel heyecanlar yaşatan bu çekim, kendi görsel keyfim için bir oyun olmanın ötesinde değildi. Ama Hasandağı'nın başka bir önemi daha vardı. Medeniyetin başında kurulan ilk yerleşimlerden biri olarak kabul edilen Çatalhöyük halkı bu volkanı canlı olarak görmüştü. Yaşanılan duygu, belki de ilk defa, cansız bir doğa unsurunun görselleştirilmeye değer görülmesine sebep olarak, o meşhur volkanik görselin ortaya çıkmasını sağlamıştı.



Çatalhöyük'te bulunan ilk volkan çizimi


Bir volkanik aktiviteye şahit olmanın neler hissettirebileceği, yukarıda biraz kurguya dayalı anlatılmış ve hayalgücünün etkisinde görüntülenmiş olsa da, katkıyı kimse hor görmez kanımca. Kalın sağlıcakla ...

bottom of page